IDC’nin verilerine göre dünyadaki akıllı telefon pazarının yüzde 21,4’ünü elinde bulunduran Samsung ile yine akıllı telefon pazarının yüzde 8,7’sini elinde bulunduran Huawei’nin arasında ciddi sorunlar bulunuyor.
Genelde teknoloji ve patent davaları denilince akla ilk olarak gelen kuşkusuz Apple. Ardından akla gelen Apple ile Samsung’un davaları. Yine benzer bir patent sorunu ile karşı karşıya olan iki firma var ancak bu kez sorun Samsung ve Huawei arasında.
Teknoloji severler aslında şimdi bahsedeceğimiz detayları pek bilmeyebilir. Ancak anti tekel yasalarına göre bir patent sahibi olabilirsiniz fakat bu patenti belirlenen bir ücret karşılığında rakiplerinizin kullanmasına izin vermek durumunda kalabilirsiniz. Bu durum genelde akıllı telefon dünyasında sıkça karşı karşıya kalınan bir konu.
Peki habere konu olan Samsung ve Huawei arasındaki sorun nedir, derseniz kısaca açıklayalım.
İlk ihlal Samsung tarafından
Olayın başlangıcından Huawei, Samsung’un 4G iletişiminde kullandığı teknolojiyi, işletim sistemini ve arayüzü dediğimiz yazılımlara ait patentleri ihlal ettiğini ve kendilerinden izin alınmadan kullanıldığını iddia ederek mahkemeye başvurdu.
Huawei sadece bir merkezde değil, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’de olmak üzere Samsung’a karşı iki yerde dava açtı. Bu olay birkaç ay önce meydana gelmişti.
Bu durumdan rahatsız olan Samsung ise harekete geçti ve Huawei’ye karşı dava açtı. Onların iddiasına göre de Huawei, Samsung’a ait altı patentini ihlal ediyor. Samsung konuyu şimdilik Pekin Mahkemelerine taşımış gözüküyor.
Konu bir yılan hikayesine döner mi, elbette söylemek zor. Ancak bu türlü konularda anlaşmaya yanaşılmaması durumunda konuların uzayacağını söylemek zor değil. Yani hemen her bir patent davası bu tür konularda potansiyel olarak ‘Arkası Yarın’a dönüşebiliyor. Süreçlerin incelenmesi ve bir fikir birliğine varmak, mahkemenin karar vermesi ve temyiz süreleri göz önüne alındığında ciddi zaman harcamak gerekebiliyor.
Mahkemeler konulara aynı pencereden bakmıyor
Patent ve telif hakları davalarında Çin, ABD ve Avrupa Birliği mahkemelerinin konulara bakışının çok benzerlik göstermediğini de buradan belirtmek istiyoruz. Özellikle telif konularında ABD yasaları olaylara daha çok kapitalist pencereden bakarken, AB’de telif hakkı sahipleri daha çok korunuyor.
Dolayısıyla çok uluslu şirketler genelde davaları artık kendi lehine sonuçlanabilecek ülkelerde açmayı tercih ediyor ya da yollarını arıyorlar.
